Bir diğer söyleyişle "makale, karakteri yansıtır mı?" Şimdi "haydâ, bunu mu tartışacağız, el makalesi bilimi (grafoloji) diye bir şey var" diyebilirsiniz. İtiraf etmem lazım olur ki soru sorma metodunu, merak etmeniz ve tıklamanız amacıyla kullandım.
Öncelikle makalemda ufak bir "grafoloji" den ardından ise "kaligrafi" ile bağlantısından bahsedecegim; her iki bahsimde de iki güzel öğretmenimi anmadan geçemeyeceğim. Haydi bismillah.
Grafoloji, el makalesından karakter tahlili yapmaya çalışan bir alan. "Grafolojistlere göre, diğer davranış şekilleri gibi, el makalesı da insanın şahsiyeti ile ilgili bilgi vermektedir. Bu kuram sahsın belirli bir şahsiyet ve davranışlarında istikrar göstereceğini kabul etmektedir." Bu alan özellikle iş aleminde sarfedilen bir yöntemdir. Bununla birlikte gerektiğince muazzam olmakla birlikte bu tekniğin dijital harflerde dahi tüketimi karşımıza çıkmaktadır.
Grafolojide özellikle harflerin eğim, büyüklük ve baskı oranına; satırlar arasındaki uzaklık ve satırlar arasındaki boşluklara; özellikle -l -t -h -g -y -p harflerinin kök beden ve kuyruk uzunluklarına ilgi edilerek karakter tahlili yapılır imiş. Baycan hocam bu tekniği bilirdi lise yıllarımda öyle şaşırmıştım ki duyduğumda. Onun bir süper kahraman olduğuna dair inancım bir çentik daha artmıştı. Ki hâlâ öyle.
Grafolojinin kaligrafiyle olan ilgisi ise şu: kaligrafide kurallar olmakla birlikte siz ve sizin makale karakteriniz vardır. Hatta bunu şu şekilde test edebiliriz. Bir üzgün ya da kırgınken bir de mutluyken yazalım kaligrafi ile. Farkı fark edeceksiniz ve ilgi edin kurallara riayet ederek yazdınız. Yıllar evvelce ilk derslerimizden birisinde olacak -kaligrafi hocam ve kaligrafi ustadi(m)- Mustafa hocam bu konuyla ilgili "adam öyle yumUşak huylu ki harfleri yumUşak hareketlerle ve kıvrımlarla akıyor; bir diğer adam öyle sert ki onun harfleri de keskin; bunu anlayabiliyorsunuz." gibi bir cümle kurmuştu. Kelimelerim ve kelimelerimin yerleri tam olarak aynı değil büyük ihtimalle -yalan olmasın- ama söyledikleri tam da bunu anlatıyordu.
Yazımızın bizimle birlikte mutlu ve bizimle birlikte üzgün olması ne garip. En fedakar kardeş, en iyi arkadaş, en tatlı sırdaş gibi. O vakit yazalım ve kendimizle tanışalım.