Hayatımızın her anı bir imtihan neticesi şekillenmektedir. Gireceğimiz lise, kazanacağımız üniversite, bölüm, çalışacağımız yer derken her isteğimize bir imtihanla karar veriliyor. Hal bu tür olunca her birimizinde imtihanlar amacıyla ayrı bir felsefesi, ayrı bir çalışma sistemi vardır. Peki asıl olması gereken nedir? Bu yazımızda bunu ele alacağım.
Psikolojik danışman olarak çalıştığım vakit vakitsince imtihanlara küfredeni de duydum, ders çalışmayı çok seveni de; imtihanları hayatın merkezine koyup başarısız olanları da gördüm, imtihanı o kadar önemsemediği durumda başarılı olanları da... Sonuç olarak başarının tek bir yolu yoktur ya da tek başarı imtihandan alınan not değildir ama başta da dediğim gibi madem hayallerimize ulaşmak amacıyla bu imtihanlardan yüksek puanlar alabilmek mecburiyetinde bırakıldık o vakit şu teknikleri izlemek bizi mutlak başarıya götürecektir:
1. Öncelik ile kendimizin ya da çocuğumuzun bir robot olmadığının farkına varalım. O bir insan ve insanların sevilmek, övülmek, takdir edilmek gibi bir çok gereksinimi vardır. Ders çalışmak ise bir gereksinim değil zorunluluktur. Dolayısıyla ilk olarak gereksinimların karşılanmadan zorunlulukların gerçekleşme mümkünlülüğü yoktur. Öncelik ile çocuğumuzu seveceğiz onun sevildiğini hangi koşulda olursa olsun ona olan sevgimizin azalmayacağını hissettireceğiz ki gerçekleştirme mecburiyetinde bulunduğu şeyleri (imtihanlar gibi) gönül rahatlığıyla yapabilsin.
2. Çocuğu tanımak! Her çocuğun zekası, öğrenme teknik ve biçimi değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla her çocuğu aynı yollarla aynı hususları öğretmeye çalışmak fazlası vakit boşa harcanan vakit manasına gelmektedir. Öncelik ile çocuğun zeka, ilgi, yetenek, öğrenme stili, öğrenme sürati gibi konularda hangi aşamada bulunduğu ve yöneliminin ne bulunduğunun meydana çıkarılması gerekmektedir. Bu adıma ilgi edilmeden imtihana hazırlığa geçilemez. Geçilse de başarıya ulaşılamaz.
3. Bu aşamalara ilgi edilerek derslere başlandığı vakit çocuğun okul haline ve haftalık boş saatlerine ilgi edilerek ideal bir çalışma uygulaması ayarlanmalıdır. Çocuğun derslerdeki başarı haline göre ideal bir dağılım yapılmalı ve ders takibi bu şekilde devam etmelidir.
4. Bütün ön hazırlıklardan sonra derslere başlanmalı ve ders vakitcinde de çocuğun psikolojik sağlığı göz ardı edilmemelidir. Bunun amacıyla çocuğun haline göre rastgele bir psikolojik danışmandan yardım alınabilir. Genellikle çocuğunuzda kaygı, stres, heyecan, hiddet gibi haller gözleniyorsa yardım alabilmekta geç kalmayınız.
Unutmayın ki imtihandan elde edilecek başarı yalnızca ders çalışmayla değil çocuğun psikolojik, sosyal ve eğitsel bütün yönlerinin eş vakitli olarak geliştirmesiyle gerçekleşecektir.